İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sıcaklığın artmasıyla salgın hastalıklarında arttığını işaret ederek “Ozon gazı için en iyi ağaç, Türk fındığıymış. Literatürde böyle geçiyor. Burada ağaç dikerken süslü püslü ağaçlar yerine faydalı ağaçlar dikin” dedi.
Sıcaklıkların artması ile birlikte yeni tropikal hastalıkların da türediğini belirten Kadıoğlu “Kene bile evrim geçirdi. Kene müthiş bir hayvandır. İnceleseniz, hayran kalırsınız. Akşam toprağın altına iniyor, gündüz güneşle birlikte en tepeye çıkıyor ve karbondioksit ölçüyor. Belli bir mesafeye atlayarak bir canlının üzerine atlıyor ve hayatına devam ediyor. Keneler, ‘Lyme hastalığı’ ya da ‘Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne neden oluyor. ‘Lyme hastalığı’na yakalanırsanız doktor bulamıyorsunuz” diye konuştu.
Trabzon Kent Konseyi tarafından düzenlenen Ulusal İklim Değişikliği ve Su Sempozyumu ikinci gününde sürüyor. Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun ikinci gününde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, ‘Küresel iklim değişikliği ve Trabzon’ konularında bilgiler verdi.
Sıcaklığın artmasıyla salgın hastalıklarında arttığını işaret eden Kadıoğlu, “Ozon gazı için en iyi ağaç, Türk fındığıymış. Literatürde böyle geçiyor. Burada ağaç dikerken süslü püslü ağaçlar yerine faydalı ağalar dikin. Sıcaklık artıkça salgın hastalıklar artıyor. Burnumuzun vazifesi; dışarıdaki havanın sıcaklığını ve nemi akciğere göre ayarlamak. Hava sıcaklığı bu sıcaklığa yaklaştığı zaman buruna gerek kalmıyor. Afrika’ya gidin, burunlar küçüktür. Çünkü uzun bir buruna ihtiyaç yok. Yeni tropikal hastalıklar türüyor. Kene bile evrim geçirdi. Kene müthiş bir hayvandır. İnceleseniz, hayran kalırsınız. Akşam toprağın altına iniyor, gündüz güneşle birlikte en tepeye çıkıyor ve karbondioksit ölçüyor. Belli bir mesafeye atlayarak bir canlının üzerine atlıyor ve hayatına devam ediyor. Keneler, ‘Lyme hastalığı’ ya da ‘Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne neden oluyor. ‘Lyme hastalığı’na yakalanırsanız doktor bulamıyorsunuz. Türkiye’de bu konuda uzman çok az” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ülgen Aytan: “Hayatınızı dikkatlice incelerseniz, bir kapanın içerisinde yer aldığımızı hissedersiniz”
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülgen Aytan ise yaptığı konuşmada, plastik bir yaşamın içerisinde olunduğunu kaydederek, “Bu bizim için çok normalleşti. Aslında hayatınızı dikkatlice incelerseniz, bir kapanın içerisinde yer aldığımızı hissedersiniz. Plastiğin, istilacı ve patojen türleri taşıma potansiyeli, üretim esnasında eklenen kalıcı toksik kimyasallar ki bunların çoğu kansorejen ve hormon bozucu kimyasallar. Bunların canlı bünyesine ve suya geçmesi ve deniz suyunda bulunan her türlü kirleticiyi üzerinde absorbe edebilme kapasitesi ile gerçekten tahmin edilemez bir kirletici. Suyu girdiği andan itibaren fiziksel ve kimyasal özellikler aşınmaya bağlı olarak sürekli değişiyor. Her an başka bir kirletici gibi davranıyor. Biz bilim insanları bunları deneysel çalışmalarla anlayama çalışsak da şu an ki kabiliyetimizle bunu başaramıyoruz. Karadeniz yüzey suyundan kilometre karede milyonlarca plastik topladığımda her bir mikroplastik farklı bir kirletici gibi davranıyor. Plastik adı altında; çok komplike, sınır tanımaz, baş etmesi zor, tahmin edilemez bir kirleticiden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.