Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Boğaziçi Uluslararası Hukuk Konferansı’nda STK’lerin çatışma sonrası rolü ele alındı

– Omran Stratejik Araştırmalar Merkezinden Dr. Yaser Tabbara:
– “Devlet, özel sektör ve sivil toplum, bu üçlü olmadan Suriye gibi bir ülkeyi yeniden inşa edemezsiniz”
– Türk Kızılaydan Dr. Selman Salim Kesgin:
– “Kızılay ve Kızılhaç teşkilatları sadece insani yardım kuruluşları olarak değil, aynı zamanda barış aktörleri olarak görülmelidir”

- Omran Stratejik Araştırmalar Merkezinden Dr. Yaser Tabbara:
- "Devlet, özel

İSTANBUL (AA) – Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından ikincisi düzenlenen ve Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu Uluslararası Hukuk Konferansı 2025’te (BILC 2025) kapsamında “Sivil Toplum Aracılığıyla İyileşme” başlıklı panel gerçekleştirildi.

Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Dr. Hasan Basri Bülbül’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, ABD’deki Omran Stratejik Araştırmalar Merkezinin kurucu ortağı Dr. Yaser Tabbara ve Türk Kızılay Kıdemli Uzmanı Dr. Selman Salim Kesgin konuşmacı olarak yer aldı.

Dr. Yaser Tabbara, aslen Şam doğumlu olmasına rağmen, aktivizmi ve görüşleri nedeniyle yaklaşık 15 yıldır memleketini hiç göremediğini söyledi.

Suriye’de rejimin baskıcı politikalarına karşı yükselen toplumsal hareketin ardından gelişen sivil toplum yapılanmalarının, ülkenin yeniden inşasında belirleyici bir rol oynadığını belirten Tabbara, ölüm, yıkım ve ekonomik tahribatın yüzde 90’ından fazlasından Esed rejiminin sorumlu olduğunu söyledi.

– Suriye’nin yeniden inşasında sivil savunmanın yeri

Dr. Tabbara, Suriye iç savaşının ortasında doğan Beyaz Baretliler gibi yapıların, rejimin göz ardı ettiği arama-kurtarma, sivil savunma ve acil yardım hizmetlerini gönüllü olarak üstlendiğini aktardı.

Tabbara, Beyaz Baretlilerin 2023’teki depremler sırasında rejim kontrolündeki bölgelerde sivil savunma ekiplerinden çok daha etkin şekilde hareket ettiğine dikkati çekti.

Suriye’nin yeniden inşasında devlet, özel sektör ve sivil toplumun işbirliğinin önemli olduğunu vurgulayan Tabbara, “Sorumluluk sadece devlete ait değildir. Devlet, özel sektör ve sivil toplum, bu üçlü olmadan Suriye gibi bir ülkeyi yeniden inşa edemezsiniz.” dedi.

– “Kızılay ve Kızılhaç barış aktörleri olarak görülmeli”

Türk Kızılaydan Dr. Kesgin ise çatışma sonrası dönemlerde Kızılhaç ve Kızılay teşkilatlarının, sahip olduğu tarihsel miras, kurumsal kapasite ve yerel – uluslararası bağlar sayesinde barışın inşasında önemli birer aktör olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Kesgin, bu yapıların çoğunlukla “yardım kuruluşu” olarak algılanmasının, onların gerçek potansiyelinin arkasında kalmasına neden olduğunu söyledi.

Kızılay ve Kızılhaç derneklerinin çatışma sonrasında, koruma ve yardım sağlama, aile bağlarını yeniden kurma, yeniden yapılanma, uluslararası insancıl hukukun yaygınlaştırılması ve toplumsal dayanıklılığın artırılması gibi temel roller üstlendiğini vurgulayan Kesgin, bu kurumların yalnızca yerelde değil, uluslararası düzeyde de etkili olmaları nedeniyle yerel ile küresel arasında köprü işlevi gördüklerini belirtti.

Kesgin, bu kurumların tarihsel güvene sahip olması nedeniyle çatışma öncesi, çatışma anı ve sonrası süreçlerin tamamında var olabildiklerini dile getirerek “Kızılay ve Kızılhaç teşkilatları sadece insani yardım kuruluşları olarak değil, aynı zamanda barış aktörleri olarak görülmelidir.” diye konuştu.